Hayatında hiç görmediğin birine karşı hissedilen şeyin adı ne olabilir?
Hiç bir zaman yüz yüze gelmediğin,fotoğraflarda gördüğün,zevklerini,düşüncelerini kendine yakın gördüğün birine karşı duyulan şey..
Bu aralar zihnimi kurcalar oldu bu soru.Düşünüyorum da bana bunları hissettiren şeyin ne olduğunu,bir sonuca ulaşamıyorum.Zihnim karışık,bulanık..
Belirsizlik, en kötüsü de bu.
Karmaşa, zihinle kalbin arasında ki iç savaş..
Mesafeler,bilinememezlik kurcalayıp duruyor hafızamı.Kurtulmak gerek bu düşüncelerden ama nasıl?Bir sonuç, bir çare bulamıyorum.Düşündükçe daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor bu durum.Tuhaf geliyor bana hissettiklerim.Hiç görmediğim, sesini duymadığım biri diyorum kendi kendime,nasıl etkileyebilir?Cevabını yine bulamıyorum.Yaşadığım bu farklılık yazmaya sürüklüyor beni.Sürekli yazıyorum.Son zamanlar da yaptığım en iyi şey bu olsa gerek.Yazmak yazmak yazmak..Başka bir çözüm yolu bulamıyorum.Zihnimi kurcalayan düşünceleri bir az olsun dile getiriyorum kendi nezlimde.
Rahatlıyorum..
17 Kasım 2011 Perşembe
16 Kasım 2011 Çarşamba
zihnimde gece kadar sessiz,anlaşamıyoruz bu gece..
Gecenin sessizliği hakim her yerde.Sessizliği bozan tek şey klavyeden çıkan ses.Zihnimde gece kadar sessiz.Anlaşamıyoruz bu gece.Derin bir sükunet içerisinde..Düşünceler,kargaşalar hiçbiri yok zihnimde.Sessizliği bozan bir şey: telefona gelen mesaj.Neyse kaldığım yerden devam edeyim.Ne diyordum.Düşünceler düşünceler düşünceler..Zihnimi kurcalamaya başladı an itibariyle.Bilinmezliklere sürükleniyorum yine.Bu gece olağandan biraz daha fazla detaylı, fazla gerçekçi düşünüyorum sanırım.Böylesi en iyisi, en güzeli.Hayallere kapılıp gitmek yerine gerçeklerle yüzleşmek..Hayal kırıklığına uğradıktan sonra ki kederin yerine,realitenin verdiği iç huzur.Huzur doğru bir kelimemi bilemiyorum, huzur diyelim yinede.
Hayal kurmak,kurduğum hayallerin içerisinde gerçekliği unutmak her zaman yaptığım bir şeydir ama nedense artık hayal kuramıyorum.Korkuyorum belki de bilmiyorum.Duygularım,zihnimde canlanan onca şey.Korkuma sebebiyet veren şeyler..
Anlamak istediğim, sormak istediğim o kadar çok şey var ki.Soru işaretleri beliriyor zihnimde.Sonu karanlık.Yine derinliklere sürüklüyor beni.Ne istediğimi,neyi çok istediğimi biliyorum sonuç:KOCAMAN bir boşlukkkk!Bir şeyler olmalı beni bu karanlıktan tutup çıkaracak bir şeyler..
Düşünceler yine bulanıklaşıyor.. Bir ben bir de klavyenin sesi..
Derinliklere dalıyorum yine..
Hayal kurmak,kurduğum hayallerin içerisinde gerçekliği unutmak her zaman yaptığım bir şeydir ama nedense artık hayal kuramıyorum.Korkuyorum belki de bilmiyorum.Duygularım,zihnimde canlanan onca şey.Korkuma sebebiyet veren şeyler..
Anlamak istediğim, sormak istediğim o kadar çok şey var ki.Soru işaretleri beliriyor zihnimde.Sonu karanlık.Yine derinliklere sürüklüyor beni.Ne istediğimi,neyi çok istediğimi biliyorum sonuç:KOCAMAN bir boşlukkkk!Bir şeyler olmalı beni bu karanlıktan tutup çıkaracak bir şeyler..
Düşünceler yine bulanıklaşıyor.. Bir ben bir de klavyenin sesi..
Derinliklere dalıyorum yine..
14 Kasım 2011 Pazartesi
12 Kasım 2011 Cumartesi
ben beni bir daha ele geçirsem..
ben, beni bir daha ele geçirsem,
- abıhayat içersem demiyorum -
kapılar bir daha açılsa
ben bu haneye bir daha girsem
yaşardım yine böyle kan-revan içinde
yine böyle aşk ile sersem,
ben, beni bir daha ele geçirsem...
nazım hikmet(1948)
- abıhayat içersem demiyorum -
kapılar bir daha açılsa
ben bu haneye bir daha girsem
yaşardım yine böyle kan-revan içinde
yine böyle aşk ile sersem,
ben, beni bir daha ele geçirsem...
nazım hikmet(1948)
9 Kasım 2011 Çarşamba
8 Kasım 2011 Salı
''Van'' üzerine yazılmıştır.
Van depreminin üzerinden tam 16 gün geçti..Yaralar sarılmadı hala.Bayram yaşayamadı Van'da ki yurttaşlarımız.Bayramlık nedir göremedi küçük kardeşlerimiz.Yardımlar toplandı,yanınızdayız denildi ama hiç birimiz tam olarak anlamadık, onları anlayamayız da.Yaşamayan bilemez çünkü.
Bu akşam her zaman olduğu gibi haberleri izledim.Gördüğüm iki haber derinden etkiledi beni.
Trabzon'da yetiştirme yurdunda kalan küçük çocuk bisiklet almak için biriktirdiği ''61''lirasını Van'a göndermiş.Neden 61 diye sordu muhabir.61 Trabzon dedi o küçük kardeşimiz..Söylenecek söz yok bu davranışın üzerine.Küçücük bir bedenin kocaman bir yüreği..
Diğer bir haber ise acı bir gerçeği daha hatırlattı bize:
Çobanlık yapan bir kız çocuğuna soru soruyor muhabir,okuyor musun diye.Babam göndermiyor, ''kız çocukları okumazmış'' diyor. Kız çocuğu olması suçmuş gibi .Yaşını soruyor sonra muhabir. ''3'' diye cevap veriyor ürkek ve mahçup bir ifadeyle.3? En az 10 yaşında olan o küçük kız!
Şimdi soruyorum:
Yaşını bilmeyen o küçük kız da mı yoksa, hiç bişey yapmadan seyirci kalan bizlerde mi ayıp?
Bu akşam her zaman olduğu gibi haberleri izledim.Gördüğüm iki haber derinden etkiledi beni.
Trabzon'da yetiştirme yurdunda kalan küçük çocuk bisiklet almak için biriktirdiği ''61''lirasını Van'a göndermiş.Neden 61 diye sordu muhabir.61 Trabzon dedi o küçük kardeşimiz..Söylenecek söz yok bu davranışın üzerine.Küçücük bir bedenin kocaman bir yüreği..
Diğer bir haber ise acı bir gerçeği daha hatırlattı bize:
Çobanlık yapan bir kız çocuğuna soru soruyor muhabir,okuyor musun diye.Babam göndermiyor, ''kız çocukları okumazmış'' diyor. Kız çocuğu olması suçmuş gibi .Yaşını soruyor sonra muhabir. ''3'' diye cevap veriyor ürkek ve mahçup bir ifadeyle.3? En az 10 yaşında olan o küçük kız!
Şimdi soruyorum:
Yaşını bilmeyen o küçük kız da mı yoksa, hiç bişey yapmadan seyirci kalan bizlerde mi ayıp?
7 Kasım 2011 Pazartesi
6 Kasım 2011 Pazar
göremediğimiz o 'eski' bayramlar.
Nerde o eski bayramlar der hep büyüklerimiz.Hani biz küçüklerin göremediği o eski bayramlar.Sabah ezanıyla beraber tüm ev halkının heyecanla bayram sabahına uyandığı,erkekler bayram namazından dönmeden kahvaltıların hazırlandığı, o meşhuuur eski bayramlar.Her zaman bahseder büyüklerimiz bizim zamanımızda bayramlar neşeydi,sevinçti,bir arada olmanın verdiği mutluluktu diye.Hep imrenerek dinlerim babannemin anlattığı bayram anıları.''Eskiden babalarımız bayram namazından dönmeden herkes kalkar, hazırlanır baba eve gelince de sıraya girer, bayramlaşırdık tek tek'' diye.Şimdiye bakacak olursak o eski bayramlar yerini,erkenden uyanıp bayramlaşmalar bir yana,birbirimizin yüzünü görmeyi bile unuttuğumuz bayramlara bıraktı ne yazık ki.Bunu değiştirmek bizlerin elinde tabi.Eski bayramlar tadında bir bayram geçirmeniz dileğiyle..Mutluluk ve beraberlikle dolu bayramlara..
4 Kasım 2011 Cuma
Kadıköy..

Dünya'ya gözlerimi açtığım yerdir Kadıköy.Bu yüzden belki de hayatımda ki yeri bambaşkadır.İstanbul'un incisi olarak adlandırırım Kadıköy'ü kendi nezlimde.Hani İstanbul deyince akla Beyoğlu'nun gece hayatı,eğlenceleri gelir ya,benim aklıma Kadıköy'ün kendine özgü dükkanları,kültür merkezleri,tarihi havası,barları,sımsıcacık dokusuyla kafeleri,içine girdiğim zaman bir günümü orada geçirebileceğim;geçmişle iç içe olabilme fırsatı bulduğum, sahafları gelir.Sokakları,caddeleri bambaşkadır Kadıköy'ün.Hele bir de insanları;güleryüzlü,yardımsever, candan insanları..
Saatlerce kaybolur giderim o sokakların, caddelerin arasında, sıkıntılardan tüm kederlerden, bir süreliğine de uzaklaşmak adına..İçim huzurla dolar sımsıcak bakışlarıyla Kadıköy insanlarının.Hele bir de sonbahar geldiyse, yağmur yağıyorsa, atarım kendimi Kadıköy'ün eşsiz manzarasına.Haydarpaşa'nın tarihi ihtişamının görüntüsü eşliğinde; güleryüzlü garson amcanın yüzünde tebessümüyle getirdiği çayımı yudumlar,martıların ahenkle dans edişlerini izlerim.
Kendimle başbaşa kaldığım zamanlarda hayatımla ilgili bir çok anı burda yaşamış,bir çok önemli kararı burda almışımdır.İşte gerçek huzur budur benim için..
Kadıköy'de olmak bambaşkadır..
3 Kasım 2011 Perşembe
güven-sizlik ve arkasından gelen güven duygusu
Hayatınızda önemli bir yeri olduğunu düşündüğünüz kişiler tarafından hayal kırıklığına uğratılmak..Son zamanlarda sıkça rastlar oldum bu duruma.Etrafımdaki bir çok insandan da duyar oldum.Ne yapmalı diye soracak olursak cevabı çok basit: hiçbir şey.Böyle zamanlardan birinde, yüzünü dahi görmediğim,muhabbetimin olmadığı biriyle tanıştım ortak bir arkadaşımıza sürpriz yapmak aracılığıyla.Tam da güven duygumun sarsıntı da olduğu bu an da tabir-i caizse ilaç gibi geldi yeni tanıştığım arkadaş.İki hafta bile olmadı daha tanışalı.Birçok şeyi paylaştık kırk yıllık ahbaplar gibi.Olanları düşünüyorum da senelerdir tanıdığımızı sandığımız,ortak şeyler paylaştığımız kişiler tarafından hayal kırıklığına uğramak-yarı yolda bırakılmak- yaşanılanların aksine yeni bir arkadaşlığı da beraberinde getirebiliyormuş.
Hayat gerçekten de sürprizlerle dolu.
Hayat gerçekten de sürprizlerle dolu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)