30 Aralık 2011 Cuma

Aret Vartanyan'dan alıntı

Takvimin bir etkisi yok. Bir yıl 500 gün, 1 ay 45 gün olabilirdi.Önemli olan takvim yapraklarının, saatlerin değişmesi değil, senin değişimin. Yoksa her gün yeni bir gün, yeni bir başlangıç. Yılbaşını, Pazartesiyi, yazı kışı beklemek sadece kendimizi avutmak. Başlamak, yapmak, yaşamak için yarın değil, şimdi, şu an... Yapmak istediklerimizi, değiştirmeyi arzuladığımız şeyleri erteleyerek, her pazartesi başlayacak olan ve bir türlü başlayamayan diyetleri çevirdikçe, olduğumuz yerde saymaya, döngüde kalmaya devam ediyoruz. Döngüden çıkabilmek için yarın değil, şimdi...
Aret Vartanyan

3 Aralık 2011 Cumartesi

Yitirmeden.

Sarıl her fırsatında o insana.arkasından ağlayan olma geri getirmez çok ağlasan da.''diyor Pinhani.
Ne de güzel söylüyor.Sarılalım her fırsatımız da ''o insan'' diyebileceğimiz biri varsa hayatmımızda.Tutunalım sımsıkı ona,mutlu olalım.Sevgimizi söyleyelim mesela.Zihnimizde kalacağına,sözcük olup,dökülsün dudaklardan hece hece satır satır.
Çınlasın sevdiğimizin kulaklarında!
Canlansın duygular,dile gelsin!
Hayat akıp gidiyor ey dostlar!
Her saat,her dakika,her saniye geri dönmemek üzere geçiyor.Dökülüyor takvim yaprakları birer birer,doluyor vademiz.
Ne duruyoruz?Haydi duygular dile gelsin,dökülsün dudaklardan!
Başka zihinlerdeki,kalplerdeki yerini alsın..
                                                                                                                                 20.11.11
                                                                                                                                  Pazar
                                                                                                                                  15.49